24 Aralık 2016 Cumartesi

ARNAVUTLUK / Tiran, İşkodra

Arnavutluk’a birkaç kez seyahat ettim. Balkanlarda yaptığım farklı gezi rotalarında Arnavutluk’u genellikle geçiş amaçlı kullandığımdan olsa gerek bu güzel ülkeye tam anlamıyla vakit ayıramadım. Oysa Arnavutluk gerek doğal güzellikleri, gerek insanlarının sıcakkanlılığı, gerek ucuzluğu ile gezginler için Avrupa’da benzersiz bir destinasyon.
İskender bey meydanı

Arnavutluk’un başkenti Tiran. Ülkeye girişte (veya çıkışta) genellikle pasaportunuza damga bile basılmıyor. Havaalanı içinde döviz bozdurmak isterseniz, sadece bir tane ofis var. Ancak elinde para ile gezen kişiler ofisten daha yüksek bir kur ile size yardımcı oluyorlar. Havaalanı Tiran’a yarım saat uzaklıkta. Tiran’a yaklaştıkça artan trafik bu sürede etkili oluyor. Havaalanından çıkışta sol tarafa doğru yürüyünce araç parkından saat başı kalkan minibüsler 250 Lek (yaklaşık 6 lira) karşılığında Tiran İskender bey meydanına gidiyor.
Arnavutluk başta belirttiğim gibi gayet ucuz bir ülke. Para birimi lek. 1 usd yaklaşık 130 lek.Euro biraz daha yüksek. Bazı örnekler vermem gerekirse; herhangi bir sokak kafesinde bira 70-100 lek, kahve 20-30 lek. Bir dilim pizza 80-100 lek. Bir porsiyon köfte 200 lek. Kahvaltılık börek dilimleri; peynirli 20, kıymalı 30 lek. Hostelde tek kişilik yatak 1200 lek. Şehirlerarası otobüs ücreti (örneğin işkodra-tiran) 400 lek.
TİRAN (TİRANA)
Havaalanından yukarıda bahsettiğim saat başı kalkan minibüslerle Tiran’ın İskender bey (Sheshi Skenderbej) meydanına çıkan sokaklarından birine ulaşılıyor. Tiran fazla büyük ve turistik bir yer değil. Meydanda göreceğiniz İskender bey heykeli, hemen arkasında bulunan Osmanlı’dan kalma Edhem Bey camii ve yanındaki saat kulesi, yine meydanın diğer tarafında bulunan duvarlarındaki insan süslemeleri ile dikkatinizi hemen çekecek müze binası Tiran’da kısa bir süre içerisinde görülebilecek yerler.
Edhem efendi camii Arnavutluk'ta yıkılmayan bir kaç Osmanlı eserinden biri

Arnavutluk’ta Osmanlı zamanında yapılan eserler, ülkeyi 2. Dünya savaşından, öldüğü 1985 yılına kadar yöneten Enver Hoca zamanında neredeyse tamamen yok edilmiş. Edhem bey camii yıkılmamış ancak 1966 yılında kapısına kilit vurulmuş. 1990’larda esen demokrasi rüzgarının ardından yeniden ibadete açılmış.
Tiran’ın İskenderbey meydanına çıkan caddeleri, meydandan biraz uzaklaşıp ara sokaklara girince yerini daha köhne binalara, bakımsız kaldırımlara bırakıyor. Sokak pazarları tüm canlılığına rağmen halkın yaşamı hakkında bilgi veriyor. Arasıra karşınıza pejmürde dilenciler çıkıyor. Bu haliyle Avrupa’nın göbeğinde olmasına rağmen bir başkentin turizmden neden yeterince nasibini almadığını anlayabiliyorsunuz. Burada belirtmem gerekir ki Arnavut halkı çok sıcakkanlı ve yardımsever. Dil bilsin yada bilmesin size yardımcı olmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Tiran’dan başka şehirlere yada komşu ülkelere geçmek gibi bir niyetiniz varsa, bilmeniz gereken şey belirgin bir otobüs terminalinin olmadığı. Örneğin İşkodra ya da Durres gibi şehirlere gitmek istiyorsanız otobüsler Zogu i zi meydanına yakın bir cadde üzerinde sokak arasında boş bir alandan kalkıyor. Ayrıca bu şehirlere giden paylaşımlı taksilerde var. Otobüslere göre biraz daha pahalı ancak daha hızlı gidiyor ve sizi nokta atışı adrese bırakıyorlar. Tek sorun bu araçların kalktıkları yerleri bulmak. Komşu ülkelere otobüs biletlerini satmak için seyahat acentaları devreye giriyor. Bu acentaların çoğu Zogu bulvarı üzerinde.


İŞKODRA (SHKODER)
İşkodra başkent Tiran’a 1,5 saat uzaklıkta Arnavutluk’un en kuzeyindeki il. Küçük bir şehir olması nedeniyle yürüyerek rahatlıkla gezilebilecek bir yer. Şehre Tiran yada Karadağ üzerinden geliyorsanız, Demokrasi meydanı (Sheshi democracia) yakınlarında bir cadde üzerinde otobüsten indirileceksiniz. Gözleriniz terminal aramasın çünkü yok. Tüm otobüsler kendilerine cadde üzerinde bir yer belirlemişler ve orası onların terminali olmuş. Bu arada İstanbul’dan direk İşkodra’ya giden Alpar turizm firmasının otobüsleri de stadyumun yanındaki alandan kalkıyor.
Kurşunlu camii avlu
Camii bahçesinde Osmanlı zamanından kalma mezar taşları var.
Kurşunlu camiinin yıkık minaresi ve kalıntıları

İşkodra’da Mi casa es tu casa isminde, demokrasi meydanına 3 dakika yürüme mesafesinde bir hostelde kaldım. Hostelin sahibesi Alma’dan aldığım bilgiler ve ufak şehir haritası ile şehri gezmem çok kolay oldu.
Arnavutluk nüfusunun %30 unu Müslümanlar  oluşturuyor. Enver Hoca yönetimindeki komünist dönemde tüm Arnavutluk’ta Osmanlı egemenliği sırasında yapılan camiler yerle bir edilmiş. Günümüze ulaşan eski camilerin sayısı bir elin beş parmağını geçmiyor. Diğer tüm camiler yakın geçmişte burada yaşayan Müslüman halk tarafından inşa edilmiş. İşkodra’da Rozafa kalesinin eteklerinde bulunan Kurşunlu camii de Tiran’daki Edhem bey Camii gibi, yıkılmadan günümüze ulaşan birkaç camiden biri. Rozafa kalesi ve cami merkeze 3 kilometre uzaklıkta. Ana yoldan döndükten sonra caminin yerini yerel halka sormak gerekli. Yolun alt tarafında kaldığı için fark etmeden geçip kaleye doğru devam edebilirsiniz. Cami yakın zamanda restorasyondan geçmiş. Avlusunda eski bakımsız halinin de fotoğrafları vardı. Caminin minaresi topçu ateşiyle yıkıldıktan sonra onarılamamış. Kalıntıları arka avluda duruyordu.
Rozafa kalesine ve Kurşunlu camiine giden yol
Rozafa kalesinden Bojana nehri

Caminin yukarısında Rozafa kalesi yer alıyor. Kaleye giriş ücreti 200 lek. Kale, Bojana nehrini tepeden gören güzel bir alana kurulmuş. Ancak içerisinde birkaç kalıntı dışında bir şey kalmamış. Manzarası için kaleye çıkmaya kesinlikle değer.
Tekrar ana yola çıktım. Rozafa kalesine dönen yoldan İşkodra merkezinin aksi yönünde biraz yürüyerek kaleden gördüğüm ahşap köprüye ulaştım. Amacım köprüyü geçip nehrin diğer tarafından İşkodra gölüne doğru gitmekti. Arnavutluk halkının sıcakkanlılığından daha önce bahsetmiştim. Örneğin göle giderken hem gidiş hem dönüşte otostop çektim ve her ikisinde de gelen ilk araca bindim. Ancak maalesef göl beklediğim gibi çıkmadı. Daha ilerileri nasıldır bilmiyorum ama benim gördüğüm yerler ıssız, bakımsız ve en önemlisi son derece kirliydi.
İşkodra gölü ve çevresi
Resim yazısı ekle

Merkezde bulunan İşkodra tarih müzesine uğradım. Eski iki katlı bir ev müzeye çevrilmiş. İçinde çok az eser var bu nedenle dışarıdan görmekle yetinilebilir. Alma'nın İşkodra’nın eski fotoğraflarını görmem için tavsiye ettiği Fotoğraf müzesine ise ilgimi çekmediğinden gitmedim.


Hostelde tanıştığım Japon ve Kazak gezginlerle

İşkodra’da Müslüman nüfusun Hristiyan nüfusa oranını bilmiyorum ama trafiğe kapalı olan Kole Idromeno caddesinde biraz yürüyünce Müslüman mahallesinden Hristiyan mahallesine geçiş hemen anlaşılıyor. İşkodra katedralinin de bulunduğu alanda dükkanlar, caddeler, insanların giyim kuşamı daha farklı.

İşkodra tarih müzesi
Ebu Bekir Camii
Kole Idromeno caddesi
İşkodra katedrali

Şansıma o gece Kole Idromeno caddesinde Arnavutluk’un bira markalarından birinin düzenlediği bir festival vardı. Havanın kararmasından sonra İşkodra halkı çoluk çocuk genç yaşlı bu bölgeye aktı. Meydanda kurulan sahnede canlı müzik performansları düzenlenirken ana sponsor olan bira firması 50 cc lik birayı 100 lek e satıyordu. İnsanların su gibi içki tükettiği ortamda bütün gece en ufak bir taşkınlık yaşanmaması, şık gece elbiseleriyle konsere gelen kadınlara tüketilen alkole ve erkek sayısının çokluğuna rağmen dönüp bakılmaması  dikkatimi çekti. Bizde yılbaşı gecelerinde meydanlarda sapıtan tiplerin bu ortamı görmesini isterdim. Kısa bir video aşağıda.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder